Birkaç boş borudan sonra bir boruda yem verilir. Bunun en iyi meyvelerini yargıda alıyorum. ” diye düşünüp tedirgin oldu. Biraz zam yapıyorum. Diyorum ki aynı konuda 4-5 kanun çıkarın. Atlar acıkıp huysuzlaşırsa arada yem borusu çalınır ama yem verilmez. Ver korkuyu, al oyu! İstanbul adliyesi’nin koridorlarında “Yaşasın şeriat” diye slogan atanların başına bir şey gelmesin diye özel güvenlik ciddi önlemler aldı. Tabii millet korktu, “Adliyede böyleyse. Tutturmuşlar, “masumiyeti karinesi”!Ulan cibiliyetsizler, bunun ne anlama geldiğini biz bilmiyor muyuz? Önce şu ilke yerleşecek:Herkes bize mahkûmdur, bize mahkûm olmadığını düşünen terörden hüküm giyer, mahkûm olur!Bunu “mahkûmiyet karinesi” olarak kayda geçirdik. Yol haritam açık ve net:Her şeyi belirsiz hale getir, belirleyici ol!Seri üretime bağladığımız terörist imalatının son örneği Can Atalay olayında da her şey öngördüğümüz gibi gidiyor. Başarılı uygulamalarımın en başarılısı devlet kurumları arasındaki uyumu sona erdirip son sözün Saray’da söyleneceği bir düzensizlik kurmak oldu. Seferde yem azalınca yem verme aralığı da artar. . Arada uyanıp “Hakkımı istiyorum” diyen olursa. Meclis istediğim hızda çalışmıyor. . İşte ben asil milletime asil at muamelesi yapıyorum. Ne demiş atalarımız? Yok kanun, yap kanun!Yüksek yargı organlarının üstünde bir organ daha kurdum:Saraytay!Herkes kendini buraya göre ayarlıyor! Kanunlar her bakımdan önemli. Anayasa Mahkemesi “hukukça” diye yabancı bir dil kullanıyor ama olsun, biz yok saydığımız için varlığının anlamı olmuyor. . Başlığını şimdiden paylaşayım:Oy istenmez, alınır!İpuçlarından birini vereyim. Düşman üreteceksin, onu hain ilan edeceksin, yaptığı her şeyin terör faaliyeti olduğunu kanunlara dayanarak kanıtlayacaksın. Sonra kin ve nefret diline yeni sözcükler ekleyip piyasaya süreceksin! Bazen üretim hataları oluyor, yeterince kin ve nefret üremiyor ama o zaman da “korku”yu devreye sokuyorum. Hemen beklenti içine giriyorlar. Yerel seçimler sürecinde “ekonomi dışında her şeyin konuşulması” ilkesi çerçevesinde milletin anayasadan da bıkmasını sağlamak üzereyiz. . Sonra, “Zam gelebilir” diyorum. Tarihte, atlarla sefere giderken, yem verilmeden önce “yem borusu” çalınır. Ne zaman hangisi işimize gelirse onu kullanırız. Aradan zaman geçiyor, biraz daha. . Atlarsa az sonra yem geliyor diye rahatlar. Kontrollü kaos ortamı yarattım. . Sonra adliye girişine teröristlerin giriş yapması, işi daha karmaşık hale getirdi. *** Anayasada, yasalarda sakatlık bir değil ki! Hangisini düzelteceğime şaşırıyorum. . Anayasada ne yazarsa yazsın, gerçek budur. Halkı kin ve nefretle beslemek, ekmekle beslemekten daha kolay. Boru ötünce, atlar yem gelecek deyip rahatlar. Yenisini yapalım” diye bir hamle daha düşünüyoruz. Vermesem de verebilirim ihtimaline seviniyorlar. Sonrasında “Mademki millet bu anayasanın sorunlu hale geldiğini düşünüyor. Atlar yine rahatlar. . Olaya CHP’yi bulaştırıp olayla ilgili yayın yasağı getirmek çok iyi oldu!***Önümüzdeki günlerde, milletten oy toplama teknikleriyle ilgili yöntemleri insanlığın hizmetine sunacağım. Hemen haklıyorum!",. Gelmeyince yine huysuzlaşırlar.
Anayasa Mahkemesi “hukukça” diye yabancı bir dil kullanıyor ama olsun, biz yok saydığımız için varlığının anlamı olmuyor. Atlar acıkıp huysuzlaşırsa arada yem borusu çalınır ama yem verilmez. Arada uyanıp “Hakkımı istiyorum” diyen olursa. Gelmeyince yine huysuzlaşırlar. . Meclis istediğim hızda çalışmıyor. Başarılı uygulamalarımın en başarılısı devlet kurumları arasındaki uyumu sona erdirip son sözün Saray’da söyleneceği bir düzensizlik kurmak oldu. Sonra adliye girişine teröristlerin giriş yapması, işi daha karmaşık hale getirdi. Ne zaman hangisi işimize gelirse onu kullanırız. Düşman üreteceksin, onu hain ilan edeceksin, yaptığı her şeyin terör faaliyeti olduğunu kanunlara dayanarak kanıtlayacaksın. . . Biraz zam yapıyorum. Atlarsa az sonra yem geliyor diye rahatlar. Diyorum ki aynı konuda 4-5 kanun çıkarın. . Sonra kin ve nefret diline yeni sözcükler ekleyip piyasaya süreceksin! Bazen üretim hataları oluyor, yeterince kin ve nefret üremiyor ama o zaman da “korku”yu devreye sokuyorum. Sonra, “Zam gelebilir” diyorum. Başlığını şimdiden paylaşayım:Oy istenmez, alınır!İpuçlarından birini vereyim. *** Anayasada, yasalarda sakatlık bir değil ki! Hangisini düzelteceğime şaşırıyorum. Atlar yine rahatlar. İşte ben asil milletime asil at muamelesi yapıyorum. Sonrasında “Mademki millet bu anayasanın sorunlu hale geldiğini düşünüyor. Bunun en iyi meyvelerini yargıda alıyorum. Anayasada ne yazarsa yazsın, gerçek budur. . Tarihte, atlarla sefere giderken, yem verilmeden önce “yem borusu” çalınır. Boru ötünce, atlar yem gelecek deyip rahatlar. Yerel seçimler sürecinde “ekonomi dışında her şeyin konuşulması” ilkesi çerçevesinde milletin anayasadan da bıkmasını sağlamak üzereyiz. Tutturmuşlar, “masumiyeti karinesi”!Ulan cibiliyetsizler, bunun ne anlama geldiğini biz bilmiyor muyuz? Önce şu ilke yerleşecek:Herkes bize mahkûmdur, bize mahkûm olmadığını düşünen terörden hüküm giyer, mahkûm olur!Bunu “mahkûmiyet karinesi” olarak kayda geçirdik. Olaya CHP’yi bulaştırıp olayla ilgili yayın yasağı getirmek çok iyi oldu!***Önümüzdeki günlerde, milletten oy toplama teknikleriyle ilgili yöntemleri insanlığın hizmetine sunacağım. Seferde yem azalınca yem verme aralığı da artar. Birkaç boş borudan sonra bir boruda yem verilir. Ne demiş atalarımız? Yok kanun, yap kanun!Yüksek yargı organlarının üstünde bir organ daha kurdum:Saraytay!Herkes kendini buraya göre ayarlıyor! Kanunlar her bakımdan önemli. Yol haritam açık ve net:Her şeyi belirsiz hale getir, belirleyici ol!Seri üretime bağladığımız terörist imalatının son örneği Can Atalay olayında da her şey öngördüğümüz gibi gidiyor. Kontrollü kaos ortamı yarattım. Tabii millet korktu, “Adliyede böyleyse. ” diye düşünüp tedirgin oldu. . . . Aradan zaman geçiyor, biraz daha. Vermesem de verebilirim ihtimaline seviniyorlar. Halkı kin ve nefretle beslemek, ekmekle beslemekten daha kolay. Hemen haklıyorum!",. Ver korkuyu, al oyu! İstanbul adliyesi’nin koridorlarında “Yaşasın şeriat” diye slogan atanların başına bir şey gelmesin diye özel güvenlik ciddi önlemler aldı. Hemen beklenti içine giriyorlar. Yenisini yapalım” diye bir hamle daha düşünüyoruz.